Attilaİlhan, Hangi Atatürk adlı kitabına önsöz yerine kaleme aldığı, 1980 tarihli metninde şöyle demektedir.. Mustafa Kemal'in gözünde, eylemin 'meşruluğu' demek, halkça onaylanmış olması demektir. Yoksa Kongreleri, Büyük Millet Meclisi'ni anlamak ve açıklamak mümkün olamazdı. Şu sözlerini de: "
SizOsmanlı ülkesinde, ‘milli kararlara dayanmak’, ‘meşruluğu’ bunda aramak ne demektir bilirmi misiniz? Padişahı ve Halifeyi silmek, hiçe saymak demektir! Mustafa Kemal, Amasya Tamimi’nden itibaren, Osmanlı meşruluğunu reddetmiş, tarihsel meşruluğu önemsemiştir. Buysa ‘ihtilâl’in ta kendisidir." -Attilâ İlhan
Attila İlhan'ı, Ecevit'i, Baykal'ı, Muharrem İnce'yi hatta Atatürk'ü bile yeterince Atatürkçü bulmayan zihniyetin temsilcileri yine sahneye çıktılar. Neymiş?
Neysekonuya geleyim sonunda google kitabını yarım olarak bir kenara bıraktım ve Atilla İlhan'ın İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan "Hangi Atatürk" kitabına başladım, şu an için daha başlardayım ama gayet iyi gidiyor, aşağıya uzun zamandır düşüncelerimde yer alan konuyu kitap içinde Dr. Emre Kongar'ın
En son hangi kitaplar indirilmiş görün. En Son Yorumlananlar. Kitap okuyucu çok dilli, çok formatlı metin ve sesli kitap okuyucu uygulamasıdır.
fdggYg. Büyük denizlerde korkusuzca yol alan kaptandı o. Şiirin ve romanın ustası, lisanın efendisi... Sanatı şahsi bir tatmin aracı değil, onurlu bir hayat mücadelesinin tacı olarak gören, gayesi her daim memleketinin ve insanlarının mutluluğu olan bir münevverdi. Bıçağın ucunda yaşayanlar için umut, disiplinli yaşantısıyla yeni nesil edebiyatçılar için yeri doldurulamayan bir önderdi Attila İlhan...Şair, romancı ve mütefekkir Attila İlhan, memleketin Anadolu hareketinin ışığıyla parlayıp yeniden dirildiği bir zamanda, İzmir'in Menemen ilçesinde doğdu. Tarih 15 Haziran 1925'ti. O, çalkantılı dönemlerden serüven ve özgürlük tutkusuyla, inandığını söylemekten çekinmeden geçti. Bütün hayatı boyunca Gazi Mustafa Kemal'in Anadolu'da başlattığı aydınlanma ülküsünün ışığında yürüdü. Attila İlhan, savcı Bedrettin Bey ile Memnune Hanım'ın ilk çocuğuydu. Babası, Osmanlı'nın son döneminde yetişmiş alimlerdendi. Vatan sevgisiyle dolu, görev için gittiği tüm şehirlerde insanların güvenini, halkın muhabbetini kazanmış bir bürokrattı. Annesi ise Alanya kökenli bir aileden gelen, eğitimi olan, ud çalan bir hanımdı. Attila İlhan büyük kısmı İzmir'de geçen çocukluğu ve gençliğinde yalnızlığı seven, hayallerinde yaşayan ve daha fazlasını öğrenme isteğiyle yanıp tutuşan, gelecek vaat eden bir delikanlı olarak Hikmet şiiri yüzünden okuldan atıldıAtilla İlhan yalnız bir çocuktu. Nedim'den gazeller okuyan babasından etkilenince, çok küçük yaşlarda şiirle ilgilenmeye başladı. Hatta ilk şiirini 3'üncü sınıfta yazdı ama ailesi bunu fark etmedi. Ortaöğretim yılları İkinci Dünya Savaşı'nın tedirginliği ve tek partinin baskısı altında geçti. Nazım Hikmet hapisteydi ama şiirleri yasaklı olsa da kulaktan kulağa yayılıyor, el altından dağıtılıyordu. O da Nazım'ın şiirlerine bir şekilde ulaşıp etkilenmişti. Atatürk Lisesi birinci sınıf öğrencisiyken, hoşlandığı kıza yazdığı mektupta Nazım'ın şiirlerinden birine yer verince, başı belaya girdi. Okul disiplin kurulunda başlayan kovuşturma, mahkemeye kadar taşındı. 1941 Şubat'ında komünizm propagandası yapmak suçundan tutuklandı. Üç hafta gözaltında kaldı, okulla ilişiliği kesildi ve kendine Türkiye'de başka hiçbir okulda okuyamayacağı tebliğ edildi. Babasının hukuk mücadelesiyle bu karar 1944'te Danıştay tarafından bozulunca, İstanbul Işık Lisesi'nde okulu bitirdi. İkinci Dünya Savaşı bitmiş, soğuk savaşın gerilimi başlamıştı. Sovyetler Birliği'nin Boğazlar ve Kars/Ardahan ile ilgili talepleri Ankara'yı rahatsız etmiş, bu durum hükümetleri Batı ülkelerine yakınlaştırmıştı. Bu yakınlaşmayla da özgürlükler nispeten yaşında o şiiriyle birdenbire popüler olduAttila İlhan bu dönemde hem toplumcu şiir denemeleri yazıyor hem de çoğunu sonradan yok sayacağı romanlar kaleme alıyordu. Ciddi yetkinliğe ulaşmış, neredeyse usta işi sayılabilecek şiirlerini yayınlamaktan kaçınması, amcasının dikkatini çekti. Bu şiirlerden birini 1946 yılında CHP'nin açtığı şiir yarışmasına yeğeninden habersiz gönderdi. Sonuçlar açıklandığında herkes çok şaşırdı. Birinciliği Cahit Sıtkı Tarancı almış, üçüncü ise Fazıl Hüsnü Dağlarca olmuştu. Bu tanınmış usta iki şairin arasında ikincilik ödülünü alan 'Cebberoğlu Muhammed' isimli şiirin sahibi, ismini daha önce kimsenin duymadığı, 21 yaşındaki Attila İlhan' şiir onun birden bütün edebiyat çevresine tanıttı. Tanıştığı herkes önce bir şaşırıyordu. Bu genç adam yaşına rağmen olağanüstü bilgi birikimine sahipti. Sosyalizmden edebiyata, tarihten sinemaya kadar her alanda söyleyecek sözü vardı. Her konuda tartışmaktan kaçınmıyor, fikirlerinin arkasında cesaretle durabiliyordu. Şiirleri dergilerde yayınlamaya başlamış, ilk şiir kitabı 'Duvar' basılmıştı. Bütün bunlar olurken Türkiye'de kabuk değişimi partili hayat ve demokrasi vaadi umut verse de, toplumcu kesimlerin öncelikli sorunlarından biri, haksız yere hapis yatan Nazım Hikmet'in özgürlüğüne kavuşmasıydı. Bu konuda sadece hükümete baskı yapmakla yetinilmiyor, uluslararası toplum nezdinde de çalışmalar yapılıyor, hükümet Nazım Hikmet konusunda adım atmaya zorlanıyordu. Aynı zamanda hukuk fakültesinde öğrenci olan Attila İlhan, 1950 yılında Nazım'ı kurtarma hareketi içerisinde Paris'e gitti, oradaki çalışmalarda etkin rol baskılardan payına düşeni aldıYurda dönüşünde yığınla gözlemle, yepyeni heyecanlarla doluydu. Bu arada ülkede iktidar değişmiş, 27 yıllık tek parti hükümeti, yerini Demokrat Parti'ye bırakmıştı. Bu durum birçok olumlu değişiklik getirmesine rağmen sol düşünce üzerindeki baskıları azaltmamıştı. Attila İlhan da bu baskıdan payına düşeni aldı, yazılarından dolayı sık sık takibe alındı. Dönemin polis merkezi Sansaryan Han'da sorgulandı. 1951'de Gerçek Dergisi'nde yayınlanan bir yazısı üzerine tutuklanma ve ceza alma ihtimali belirince, yeniden Paris yollarına düştü. Bu seyahatte Fransızcasını geliştirdi; Marksizm ve sinema konusundaki bilgilerini Vatan Gazetesi'nde sinema yazıları yazmaya başladı. Yine aynı yıl, ilk romanı 'Sokaktaki Adam'ı yayınladı. Fikirlerini dolaysız ifade etmesi, kararlılığı, alışılmış kalıpların dışında düşünmesiyle karşılaştığı insanları etkiliyor; özellikle Beyoğlu Baylan Pastanesi'nde etrafındaki sohbet ortamı her geçen gün genişliyor ve bu sohbetlerde konuşulanlar aydın çevrelerin gündemini belirliyordu. "Sosyal realizm" diyordu Attila İlhan. Toplumun sorunlarını merkez alan, aynı zamanda Atatürk'ün şekillendirdiği modern cumhuriyete sahip çıkan bir ideolojik yaklaşımdı bu. O zaman zaman yalnız kalsa da, sürekli gelişerek bu çizgide kalmaya devam etti. Romanlarının bir çoğunu bu ideoloji üzerine inşa etti. Ve Attila İlhan sinemaya girer...Attila İlhan 1950'lerin sonlarında Yeşilçam için çalışmaya başladı. Metin Erksan ve Fikret Hakan gibi isimlerle yaptığı uzun sohbetlerde, "Toplumcu sinema nasıl olmalı?" sorusunun cevabını aradı. 'Ali Kaptanoğlu' imzasıyla birçok senaryo yazdı. Ve özellikle Lütfi Akad ile gerçekleştirdiği, kardeşi Çolphan İlhan ve Sadri Alışık'ın rol aldığı 'Yalnızlar Rıhtımı', özgün atmosfer denemeleriyle dikkat çekti ama yeterince süre sonra sinemayla arasına mesafe koyan Attila İlhan, o dönem yaygın olan şiir matineleri sayesinde bir anda tanındı. Özgün söyleyişi, zengin imgelemi nedeniyle kuşaklar boyunca ezberlenecek, söylenecek bu şiirler, ilk kez o günlerde, onun sesinden kalabalık salonlarda coşkuyla Oteliben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var sımsıcak bir merhaba diyecektim başımı usulca dizine koyacaktım dört gün dört gece susacaktım yağmur sönecekti yanacaktı sameland seferden dönecekti duvardaki saat duracaktı kalbim kendiliğinden duracaktı ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var1960'ta üçüncü kez Paris'e giten Attila İlhan'ın bu son Paris macerası, babasının ölüm haberini alması üzerine planladığından kısa sürdü ve apar topar memlekete döndü. Dönüşünde annesinin yanına, İzmir'e yerleşti. Demokrat İzmir Gazetesi'nde çalışmaya başladı. Bu arada sol düşünceye yönelik yazılarını da Yön Dergisi'nde yazıyordu. 1961 Anayasası'nın getirdiği özgürlük ortamı, özellikle sol hareket içinde büyük bir heyecan yaratmıştı. Attila İlhan bu hareketli ortamın dışında kaldı. Fikirlerini dergilerde ve genel yayın yönetmenliği yaptığı Demokrat İzmir Gazetesi'nin sütunlarında dile getirdi. Kendini büyük ölçüde edebiyat çalışmalarına adadı. Bu arada ülke içten içe kaynıyor, sokak gösterileri ve sağ-sol gerginliği kendini yavaş yavaş hissettiriyordu. Bu gerginlik 1971 Mart'ında ülkeyi ikinci kez askeri müdahale ile yüz yüze bıraktı. 12 Mart 1971 Muhtarısı'nın ardından yapılan tutuklamalarla, muhalif olarak bilinen yüzlerce aydın, sendikacı ve kanaat önderi uzun süre hapsedildi, işkencelerden geçti. Attila İlhan 'Böyle Bir Sevmek' ve 'Tutuklunun Günlüğü' adlı kitaplarındaki birçok şiirinde, bu olağanüstü ortamda zarar gören insanların acılarını dile getirmeye çalıştı. Kısır siyasi kavgaların ötesinde, insana ait olanı bulup çıkarmak, yaşanmışlıkların sesi olmak, onun şiirinin en belirgin Hahani bir gülümsemen vardır sanki istanbul gözlerin gözlerimi bulur bulmaz içimde bütün şehir atlı karınca gibi döner ha döner ışık renk ve pul hay allah bu ilkbahar beni öldürecek rüzgardaki kokular dudaklarımdaki tuz bu adamlar sabiha beni alıp götürecek 12 Mart ortamının yarattığı toz duman henüz dağılmamıştı ki, Ankara'dan gelen bir teklifle bir kez daha yollara düştü. Bilgi Yayınevi'nde danışman olarak çalışan, birçok yeni romancının eserini basan Attila İlhan, gençlerle her zaman iletişim halinde oldu ve onlara yol göstermekten hiçbir zaman imtina etmedi. Ankara yollarında yeni yeni gelişen televizyonculuğa da el attı. Ve Türkiye'de ilk talkshow olan 'Çalar Saat'i de hazırlayıp sundu. Aynı yıllarda Ankara televizyonu drama ekibiyle tanışan İlhan, Hüseyin Karakuş'un yönettiği 'Sekiz Sütuna Manşet', 'Kartallar Yüksekten Uçar' ve 'Yarın Artık Bugündür' ile Okan Ünsaler tarafından filme alınan 'Yıldızlar Gece Büyür' dizilerinin senaryolarını yazdı. Bu dizilerde burjuvazinin gelişimini, bu gelişimin yarattığı çıkar çatışmalarını, sürükleyici bir anlatımla ele aldı. 8 yıl süren Ankara dönemi boyunca romanlarını peşi sıra yayınlayan İlhan, 'Bıçağın Ucu', 'Yaraya Tuz Basmak', 'Fena Halde Leman' ve 'Dersaadette Sabah Ezanları' eserleriyle, Türk siyasi ve toplumsal tarihini, toplumcu-gerçekçi bir çizgide irdelemeyi Eylül 1980, Türk toplumundaki en keskin kırılmalardan birinin miladıydı. Uzun süren kaos ortamı askeri bir darbeyle son bulmuş ama bu darbe, yeni acıları ve yeni sorunları beraberinde getirmişti. Attila İlhan bütün kırılma noktalarında kalemini cesurca kullanmaktan hiç çekinmeyen bir yazardı. Sadece romanları ve şiirleriyle degil, 'Hangi?' başlığı altında topladığı denemeleriyle de, içtimai meseleler hakkında fikirlerini de ifade etmekten kaçınmamış, zaman zaman genel kabul gören anlayışlara zıt düşmek pahasına görüşlerini kaleme almıştı. Attila İlhan bu kitaplar dizisinde Atatürkçülükten sağ ve sol ideolojilere, cinsellik sorunlarından Türkiye'nin batı algısına kadar birçok alanda sorulara ve meselelere cevaplar aradı. Çelişkilerin, farklı bakışların ve çözümsüzlüklerin ardındaki nedenleri sorguladı."Mustafa Kemal'in gözünde eylemin meşruluğu demek, halkça onaylanmış olması demektir. Yoksa kongreleri, TBMM'yi anlamak ve açıklamak mümkün olmazdı. Şu sözlerini bir de '...Bir devreye yetiştik ki, onda her iş meşru olmalıdır. Millet işleri de ancak milli kararlara dayanmakla, milletin genel duygularına tercüman olmakla gerçekleşir.' Siz Osmanlı ülkesinde, 'milli kararlara dayanmak', 'meşruluğu' bunda aramak ne demektir bilir misiniz? Padişahı ve halifeyi silmek, hiçe saymak demektir! Mustafa Kemal, Amasya Tamimi'nden itibaren, Osmanlı meşruluğunu reddetmiş, tarihsel meşruluğu önemsemiştir. Buysa 'ihtilal'in ta kendisidir."Attila İlhan 20 yıla yakın süre ayrı kaldığı İstanbul'a, 1981 yılında, bir daha ayrılmamak üzere geri döndü. Bu yeni dönemde günlük gazetelerde fıkra yazarlığı yaptı. Hem gazete yazılarında hem de yıllarca sürdürdüğü televizyon programlarında farklı örnekler, alışılmamış yaşanmışlıklarla okuru ve seyirciyi her daim şaşırttı. Kıvrak bir kalem olduğu kadar, sıra dışı bir hatipti. Sadece kendi değerlerinden beslenen bir edebiyat, geçmişi unutmadan yarını arayan bir ülke hayal ediyordu. Şiirin modern ustası olsa da, Divan edebiyatından, eski Türkçe'nin zenginliklerinden beslenmeyi ihmal etmemiş, hayatı boyunca bizim olanın savunucusu ve koruyucusu olmuştu. 80 yaşında bile konuşmaktan, yazmaktan geri durmuyor; sözünü ve sevgisini esirgemeden, gençlere önderlik etmeyi zaman nükseden kalp rahatsızlıklarına aldırmadan çalışmaya, çabalamaya devam ediyordu. Ve 10 Ekim 2005 günü, İstanbul'da, onun deyimiyle 'fena halde bir sonbahar akşamı', şairin çok önceden haber verdiği o an gelip çattıAN GELİRevvel zaman içindekalbur saman ölürkubbelerde uğuldar bâkîçeşmelerden akar sinanan gelir-lâ ilâhe illallah-kanunî süleyman ölürgörünmez bir mezarlıktır zamanşairler dolaşır saf saftenhalarında şiir söyleyerekkim duysa / korkudan ölür-tahrip gücü yüksek-saatli bir bombadır patlaran gelirAttila ölür* TRT, Portreler Galerisi programından alınmıştır.
attila ilhan'in hangi serisinden , turkiyedeki her kesimden insanin okumasi gereken kitap. ataturk'u gercekten anlamak isteyen bir insanin buyuk nutuk ile beraber okumasi gereken kitaplardan biridir. kitapevlerinde bir dalginlik eseri "hanginiz ataturk?" seklinde okunan boylelikle akli basindan alip yerine bir gulumseme koyan sonrada "tovbe estagfurullah" dememise neden olan kitap.. attila ilhan'ın deneme kitaplarından olup atatürkün görüş ve fikirlerinin yorumlanmasında çok faydalı olabilecek bir kitaptır. atatürkün kendisinin de dediği gibi onu görmek için fikirlerini idrak etmek gerekmektedir. attila ilhan da bu noktadan hareketle atatürkün eylemlerinin nedenlerini ve doğurduğu sonuçları kendine has bir üslupla yorumluyor. attila ilhanin is bankasi kultur yayinlarindan cikan 426 sayfadan ve 18 bolumde topladigi denemelerinden meydana gelen derleme kitap. ataturkun gercek fikirlerini ve fikirlerinin kronolojik yapisini anlamak isteyen, 1920lerden 1930lara kadar cesitli sebeplerle soyledikleriyle, yaptiklarini nasil dahice onceden planladigini ve yeri geldikce birer birer basariyla uyguladigini gozler onune seren; devrimden* sonra arkadan gelen insanlarin*** nasil devrim karsiti ve alt oyucu eylemler icinde bulundugu savini ortaya koyan, ataturkun fransiz ihtilalinden buyuk olcude etkilenmis bir cesit jacobin oldugunu iddia eden ve lenin ile ataturku bir cok anlamda birbirine baglayan bir superdir, sagci, solcu, seriatci, terorist her turk gencinin okumasinda buyuk faideler olan bir tarihsel gercekler silsilesidir. "hele bir düşünün, kaç yıldır "zayıf ve kararsız" hükümetlerin yönetiminde yaşıyoruz, kaç yıldır bu zayıf ve karasız hükümetler emperyalizmin baskılarına boyun eğerek iç kuvvetlerin gelişmesini kısıtlıyorlar, kaç yıldır kamuoyu devamlı surette korku ve endişe içinde tutuluyor, kaç yıldır resmi ya da resmi olmayan kararların alınmasına engel olunuyor? ya emperyalizmin iktidarların önemli şahsiyetleriyle içte ve dışta ilişki kurarak, millete telkin edip durduğu açık ve doğru olmayan ümitler? bütün bunlar, tıpkı o zamanki gibi türkiye'nin kuşatılmasını ve içten çökertilmesini amaçlamıyor mu dersiniz? ben size bir şey söyleyeyim mi, kemal paşa'nın saptamaları o kadar doğru ve yerindedir ki, yalnız o dönemdeki iç isyanları, siyasal kargaşalıkları, yönetimi zayıf düşüren silahlı eylemleri değil, bugünkü anarşiyi, tırmanan terörizmi ve yaygınlaşan bölücülük faaliyetlerini de açıklamaktadır." kasım 1978atilla ilhan 1978 ile atatürk zamanını sene önce ülkemiz nasılmış, şimdi nasıl? ileri mi gidiyoruz yoksa geri mi?üzerinde biraz düşündüğünde insanın tüyleri diken diken oluyor ve neden? diye sormadan edemiyor...ibretlik. mustafa kemal atatürk'ün bir yerde gördüğüm fotoğrafında gözleri siyah. fotoğraf çok net. nette aradım o fotoğrafı bulamadım. bütün fotoğraflarında mavi gözlü iken orada gözleri kara. bunu görünce; bir ara iki tane atatürk olduğundan bahsediliyordu, iki ayrı kişiden. bu iddia aklıma geldi, hangi atatürk?ben de şaşkınım. bu zamana kadar okuduğum kitaplarda elimde kalemle okuduğum tek kitap diyebilirim ders kitabı olarak liselere konulsa çoğu kitaptan daha faydalı olur. ayrıca atatürk'ü sevmeyenlerin kafasına atmak istediğim kitaptır. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Error 522 Ray ID 738de48149b3b873 • 2022-08-11 033057 UTC AmsterdamCloudflare Working What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 738de48149b3b873 • Your IP • Performance & security by Cloudflare
10-23-2020, 0531 AM 1 Kültür Elçisi - Kitap Tanıtıcısı Yorumları 22,622 Konuları 22,612 Kayıt Tarihi Oct 2020 Rep Puanı 0 Sponsorlu Bağlantılar Hangi Atatürk Attila İlhan Tanıtımı Önemli Not Hangi Atatürk kitabının full özetini okumak, tek link Hangi Atatürk pdf formatını indirmek, Hangi Atatürk epub indirme işlemi sitemizden yapılmamaktadır. Hangi Atatürk pdf kitap indirmek yasal değildir. Lütfen yazara destek için kitabını satın alınız. Hangi Atatürk kitabının konusu, künyesi, geniş kısa özeti, yazarı kimdir , Attila İlhan hayatı eserleri biyografisi, yayınevi hakkında kısa bilgi Hangi Atatürk kitabı Attila İlhan tarafından BİLGİ YAYINEVİ yayınevinden çıkmıştır. Kitap > Tarih > Türkiye > Kitap > Siyaset > Siyasal Hayat Türkiye > Kitap > Siyaset > Mustafa Kemal Atatürk > Kitap > Edebiyat > Eleştiri kategorisinde Attila İlhan Hangi Atatürk kitabını Yayın Tarihi ile piyasaya çıkartmıştır. Hangi Atatürk 9789754946031 ISBN numarası ile TÜRKÇE olarak 336 sayfa 3. Hm. Kağıt kağıt cinsinde x cm boyutlarında basıldı. Bu üründen 9 adet satın alınmıştır. Hangi Atatürk Fiyatı - Hangi Atatürk İndirimli Fiyatı Hangi Atatürk kitabının normal liste fiyatı , kitapyurdu indirim oranı 0, indirimli fiyatı olarak satın alabilirsiniz. Kazancınız 0 , kazanacağınız 0 puandır. Hangi Atatürk kitabını 2 kişi oyladı. oyladı. Genel puanı 100 - 2 kişi ⭐⭐⭐⭐⭐ 0 kişi ⭐⭐⭐⭐ 0 kişi ⭐⭐⭐ 0 kişi⭐⭐ 0 kişi⭐ Yıldız vermiştir. Hangi Atatürk Kitabı Kısa Özeti Oku Attila İlhan BİLGİ YAYINEVİ Hangi Atatürk, hemen her gün gözden geçirdiğimiz, hemen her gün bir başka boyutunu bulup ortaya çıkarmaya çalıştığımız, tarihin hemen her gün yeni bir yorumuna konu olan bu başlığı, hep kırkıncı odayı açan bir yazarın yarına yönelik kaleminden, üzerinde mutlaka durulması gereken saptamalar içinde veriyor. Hangi Atatürk Künyesi Yayın Tarihi ISBN 9789754946031 Baskı Sayısı 1. Baskı Dil TÜRKÇE Sayfa Sayısı 336 Cilt Tipi Karton Kapak Kağıt Cinsi 3. Hm. Kağıt Boyut x cm Bu üründen 9 adet satın alınmıştır. İlgili Kategoriler Kitap > Tarih > Türkiye > Kitap > Siyaset > Siyasal Hayat Türkiye > Kitap > Siyaset > Mustafa Kemal Atatürk > Kitap > Edebiyat > Eleştiri Hangi Atatürk Kitabı Attila İlhan Yorumları Oku Sponsorlu Bağlantılar Dikkat Forum sitesinde paylaşılan tüm kitaplara ait bilgiler sitesinden bilgi ve kitabın tanıtımı amaçlı alınmıştır.
"Mustafa Kemal'in gözünde, eylemin 'meşruluğu' demek, halkça onalanmış olması demektir. Yoksa Kongreleri, Büyük Millet Meclisi'ni anlamak ve açıklamak mümkün olamazdı. Şu sözlerini bir de '... Bir devreye yetiştik ki, onda her iş meşru olmalıdır. Millet işleri de ancak milli kararlara dayanmakla, milletin genel duygularına tercüman olmakla gerçekleşir.' Siz Osmanlı ülkesinde, 'milli kararlara dayanmak', 'meşruluğu' bunda aramak ne demektir bilirmi misiniz? Padişahı ve Halifeyi silmek, hiçe saymak demektir! Mustafa Kemal, Amasya Tamimi'nden itibaren, Osmanlı meşruluğunu reddetmiş, tarihsel meşruluğu önemsemiştir. Buysa 'ihtilâl'in ta kendisidir."- Attilâ İlhanSayfa Sayısı 426Baskı Yılı 2016Dili TürkçeYayınevi İş Bankası Kültür Yayınları
hangi atatürk attila ilhan kitap özeti