Allahkadîrdir, Allah gafurdur rahîmdir. 7. Hasan Basri Çantay Meali. Olur ki Allah, sizinle içlerinden birbirinize düşman olduğunuz (kâfirler) arasında yakında bir dostluk peyda eder. Allah hakkıyle kaadirdir. Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. 8. Hayrat Neşriyat Meali.
5DjwiDK. Diyanet İşleri BaşkanlığıDiyanet Meali ❬ Önceki Sonraki ❭ ۞ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ ٱلَّذِينَ عَادَيْتُم مِّنْهُم مَّوَدَّةً ۚ وَٱللَّهُ قَدِيرٌ ۚ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Diyanet Vakfı Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Meallere göre Mümtehine Suresi 7. Ayet Tüm Mealler Mümtehine 7 Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Mümtehine 7 Diyanet İşleri Başkanlığı Mümtehine 7 Elmalılı Hamdi Yazır Mümtehine 7 Ali Fikri Yavuz Mümtehine 7 Diyanet Vakfi Mümtehine 7 Elmalılı Hamdi Yazır Sade Mümtehine 7 Elmalılı Hamdi Yazır Sade 2 Mümtehine 7 Fizilal-il Kuran Mümtehine 7 Hasan Basri Çantay Mümtehine 7 İbni Kesir Mümtehine 7 Ömer Nasuhi Bilmen Mümtehine 7 Tefhim-ul Kuran Mümtehine 7 Kuran Yolu Mümtehine 7 Kuran Meali 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Kuran Meali Diyanet Vakfı Mümtehine Suresi
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيمHac sûresi 78 âyettir. Kuran’da yirmi ikinci, iniş sırasına göre yüz üçüncü sûredir. Bu sûrede, hac meselesinin Hz. İbrahim tarafından başlatıldığından ve Hz. Muhammed sav tarafından da devam ettirildiğinden bahsedildiği için sûreye “Hac sûresi” denilmiştir. Sûrenin üslûbu ve İçeriği, bir kısmının Mekke, bir kısmının da Medine döneminde indiğini düşündürmektedir. Özellikle baş taraftaki âyetlerin Mekke döneminde inmiş olması ihtimali güçlü olduğundan, genellikle Mekkî olarak nitelendirilse de Hamdi Yazır gibi müfessirler iniş yerini Medine olarak kaydetmişlerdir. Şimdi biz bu Mekke-Medine tartışmalarına hiç girmeden önce surenin konu dağılımına, sonra da ayetlerin ayrıntısına iniyoruz. 1-25 Rabbinden sakınmak, mahşer günü, yaratılış safhaları 26-41 İbrahim as ve kafirler, Kabe’nin bildirilişi 42-43 Efendimize teselli olarak diğer kavimlerin durumu 52-78 Yağmurların durumu, iman ve islamın birkaç kuralıİlk ayete baktığımızda karşımıza yumuşak bir uyarı ayeti geliyor. Aslında bu yumuşak uyarılar bana surenin Medeni olduğu yönünde bir görüş desteği sağlıyor. Mekki surelerdeki uyarılara baktığımızda daha sert ve daha ürpetici oluyor. Çünkü muhattabı genel olarak önce kafirler, sonra müşrikler, sonra münafıklar, sonra sapkınlar kısaca tüm insanlık oluyor. Ama Medeni sureler bildiğimiz gibi daha çok müslümana öğüt, müslümana açıklama niteliğinde olduğu için uyarıları da yumuşak oluyor. Mesela ’ Ey insanlar, Rabbinizden sakının. Çünkü kıyamet çok büyük bir şeydir.’’ Sakınmak kelimesi ilk bakışta genel bir uyarı görünse de aslında içeriği çok harika. Düşünsenize Rabbimiz bize hata yapmayın demiyor, sakının diyor. Günah işlemeyin demiyor, günahtan sakının diyor. Sakındığınız zaman sizi biz koruyacağız diyor. Demek ki o kulundan sade ve sadece samimiyet ile bağlılık, halis bir niyet ile iman ve bir de gerçekten İslam uğruna bir sakınma bekliyor. Daha önce de söylemiştik, siz bunlara dikkat ettiğiniz halde, hala imtihan oluyorsanız bu da Allah’ın sizi bağlılığınızı sınama şeklidir. Zaten bu seviye bir imanda olan kimse imtihanının da farkında olur ve Eyyüp gibi sabredenler zümresini kazanır. biraz daha dehşetli, kıyametin durumunu anlatıyor. Ve onu anlatırken kullandığı benzetme insanın içini sızlatıyor; ’ Kıyameti göreceğiniz gün, emzikli kadın emzirdiğinden vazgeçer. Her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları hep sarhoş görürsün ama onlar sarhoş değillerdir.’’ Bu ayetler, zelzelenin dehşet ve şiddetini göstermek için anlatılmaktadır. O gün o kadar büyük bir karışıklık meydana gelecektir ki, anneler emzirdikleri o çok sevdikleri çocuklarını bile unutup bırakacaklardır. Kıyamet için anlatılan o kadar efsanevi şey var ki, gerçekten Kuran ve hadis kaynaklı olanları seçip çıkardığımızda da bu kadar dehşetli olacak mı diye çok düşünüyordum. Olacakmış. Allah o gün bizim yardımcımız olur inşallah. Sizin nenelerinizi bilmiyorum ama benim nenem hep duasına ekler ’Allahım bizi kıyamet gününe bırakma, bizim erkenden azrail ile canımızı al’’ Acaba bu duaya amin mi denmeli? Yoksa Allah’ın işine karışmak gibi olur sanki deyip vaz mı geçmeli? İşte burayı geldiğimizden uzun bir konu karşımıza çıkıyor; ’ Ey insanlar! Öldükten sonra dirileceğinizden kuşku duyuyorsanız şunu unutmayınız ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra belli belirsiz et parçasından yarattık ki size kudretimizi açıkça gösterelim. Ve biz dilediğimizin rahimlerde belirli bir vakte kadar kalmasını sağlarız, sonra sizi bebek olarak çıkarırız, ki daha sonra yetişkinlik çağınıza erişesiniz. İçinizden kimi erken vefat ettirilirken kimi de önceden bildiklerini bilmez hale gelinceye kadar ömrün en düşkün çağına eriştirilir. Öte yandan yeryüzünü kupkuru ve cansız görürsünüz; üzerine yağmur indirdiğimizde ise bir de bakarsın canlanıp kabanr ve her cinsten nefis bitkiler çıkarır.’’ Ayetin girişinde bahsedilen nufteler ve topraklar kısmı daha önce yaratılış safhaları konusunda anlattığımız bir mesele, galiba Hud suresinde anlatmış olabiliriz. Sitenin arama kısmından aratıp ilgili yazıya geçip bi tekrar okuyabilirsiniz isterseniz. Devamında ise bahsettiği şey dilediğine kupkuruyken yaşama, ve capcanlıyken kuruyup gitme vasfı vermesinden bahsediyor. Amenna ve saddakna bu bizim iman ettiğimiz bir şey. Rabbin gücü herşeye yeter. Babasız bir evlada hayat sunmaya da , yaşlı bir peygambere bebe sevinci yaşatmaya da. Diğer ayetler Allahın kudretinin ve sıfatlarının üzerinde dururken biz biraz ileri giderek 8,9 ve çetin bir habere değinelim istiyorum. ’Allah yolundan şaşırtmak için kibrinden yanını büker, çevirir. ’ İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, yahut bir rehberi veya aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde sırf, Allah yolundan saptırmak için kibrini eğip bükerek Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.’’ İbn Abas şöyle der Allah’a çağrıldığında hakka karşı kibirli davrarır. Bu, kibirle yanağını çevirmek mânâsına gelen terkibine benzer. İnsanları Allah’ın dini ve şeriatından alıkoymak için böyle yaparlar. Ve işte onların durumu burada gayet net bir şekilde açıklanmış. Daha sonra bu duruma düşmenin sebep olduğu halleri anlatıyor ki, burada gerçekten kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Çünkü ayetler çok tanıdık, çok üstümüze alınmalık; ’ İnsanlardan kimi Allah’a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki; kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun olur, bir de musibete uğrarsa yüzünü değişir. O, dünyada da, âhirette de ziyana uğramıştır. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir.’’ Bu âyet, Allah’a tam bir güven ve kesin inançla değil de şüphe ve tereddütle ibadet eden kimseleri temsilî olarak açıklar. Bunlar, ordunun kenarında bulunup, zafer veya ganimet sezdiğinde yerinde kalan, aksı halde kaçan kimseye benzer. Hasan-ı Basrî bu ayeti direk başka bir konuyla bağdaştırığ “Bu kişi, Allah’a kalbiyle değil de diliyle ibadet eden münafıktır.” der. Ben de yalnızca inşallah Hasan Basrî haklı değildir yeni konu dağılımına, girişinde bir sürü toplululuğun ismini almış, bi bakalım bunlar kimler; ’ Mü’min olanlar, yahudî olanlar, sâbiîler, hıristiyanlar, mecûsîler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde hükmünü verir. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla görendir.’’ İman edenler belli, inşallah onlar bizlerizdir. Yahudi olanlar Musa’nın dinine inananlar olarak geçse de, Musa’nın dinini saptırarak inananlar demekte fayda var. Sabiiler, yıldızlara tapanlar. Hristiyanlar, İsa’nın dinine saptırarak inananlar. Mecusiler, ateşe tapanlar. Müşrikler ise putlara tapan Araplar. Bu toplulukları bilmekte fayda var, ilerleyen yerlerde sabii ve mecusi kelimeleriyle karşılaşacağız. O yüzden bu satırı bi tekrar okuyun ki kalıcı olsun. ve devamındaki birkaç ayette burada bahsedilen kafir kişilerin azabı anlatılıyor. Ki bu ayetleri okurken benim tepkim ’hıı galiba, bu sure Mekki bi sure, bu bize söylenmiş değildir’’ oldu. Bakalım sizin durumunuz ne olacak; ’ İnkâr edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir! Bununla, karınlarının içindeki ve derileri eritilecektir! Bir de onlar için demir kamçılar vardır! Izdiraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve “Tadın bu yakıcı ateşin azabını!” denilir.’’ Allahuekber. Bu ne şiddetli bir azaptır. Üstüne uzun uzun düşünmek bile istemiyorum. Eğer hala namaz kılmıyor, Allah’ın dinini yaşamak ve yaşatmak için çaba göstermiyorsanız o zaman Hasan Basrî’ye göre islamı gerçek anlamda kabul etmiş sayılmazsınız. Ve o zaman ucundan köşesinden zamanla şu gruba girmek riskiniz olabilir. Allah muhafaza! Tabi ki bu ancak Allah’ın takdiriyle olacak bir iş. Benim yapmak istediğim ise ucundan köşesinden kulağınıza su kaçırıp bu mübarek aylarda namazı alıskanlık haline getirmenin fırsatını aramak. Bu ayetlerden sonra da müslümanlar için ferahlık ayetleri geliyor ve onların durumu da şöyle anlatılmış; ’ Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunanları, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokar. Bunlar orada, altın bileziklerle ve incilerle bezenirler. Onların giyecekleri ise ipektir.’’ İşte biz inşallah bu gruba girenlerden olabiliriz. İnşallah bunun için çabalayan ve çabası boşa bir konuya birlikte giriyoruz. Burada Kabe’nin İbrahim as’a bildirilmesinden bahsediyor. Bu aslında Adem as’a kadar dayanan bir mesele olarak biliniyor. Ama burada henüz o kadar eskiye gitmemiş. Bu açıdan ben de tam bir ayet görmeden bu meseleye değinmek istemiyorum. Ama bu konudaki bilgimiz Kabe’nin ilk Adem as’a bildirildiğinden yana. Fakat bu kavim felaketleri ve dünyanın birkaç kere yerle bir olmasından ötürü Kabe tekrar yıkıldığı ya da yok edildiği için daha sonra tekrar tekrar yeri bildirilip baştan yapılıyor. Ve İbrahim as ile birlikte Hac emri de geliyor. Bkz ’ Bir zamanlar İbrahim’e Beytullah’ın yerini hazırlamış ve “Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut” demiştik.’’ Bu uyarıdan sonra insanları hacca davet et emri beraberinde geliyor. Birkaç ayet sonra ise ’Biz o büyükbaş hayvanları da Allah’ın nişanelerinden kıldık; sizin için onlarda nice yararlar vardır. Onlar kesim için sıraya dizildiklerinde üzerlerine Allah’ın adını anınız, cansız halde yere serildiklerinde ise onlardan hem kendiniz yiyiniz hem ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyen yoksulları doyurunuz. Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne kanlan; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır.’’ Haberiyle insanlara Kurban emri de geliyor. Birçokları bu bilgiden biraz uzak kaldığı için aslında genel bir bilgiyi tekrar etme ihtiyacı duyuyorum. Hac vazifesi yalnızca Arafe ve Kurban bayramının olduğu günlerde yapılır. Diğer aylarda Mescidi Haram’a gitmek umre olarak bilinir. Ve kurban kesimi de bu ayetlerde gördüğümüz üzere Hac vazifesi içinde anılmıştır. Yani Hac vakti, kurban dönemindedir. Ve hacılar orada kurban kesmek durumundadırlar. Bizler de bulunduğumuz yerlerde kurban keserek bu emri yerine getiriyoruz. Belki şu duayı duyanlarınız olmuştur; ’Allahım kurbanlarımızı Mina’da kesilen kurbanlardan say’’ Bu biraz da, bizi de hacılardan say demek gibi bir şey galiba 😀 Her neyse, genel bilgiden geçip geliyorum; ’Onlar ki; Allah anıldığı vakit kalpleri titrer. Onlar kendilerine isabet eden belaya sabreden, namaz kılan kimselerdir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.’’ Muhammed Es sabuni bu ayeti şöyle tefsir etmiş; Bunlar öyle kimselerdir ki, Allah nıldığında kalpleri korkar ve titrer. Çünkü Allah’ın büyüklüğünün nuru o kalpler üzerine doğmuştur. Sanki Allah’ın önünde durmakta, onun büyüklüğünü ve yüceliğini görmektedirler. Onlar sıkıntılı ve geniş hallerde başlarına gelen hastalık, musibet, meşakkat ve diğer zorluklara sabrederler. Onlar namazları eksiksiz olarak tam bir huşu içinde, vakitlerinde dosdoğru kılarlar. Ve lutfumuzdan kendilerine harcarlar. Bu güzel tefsirin üzerine yorum yapmadan konuyu bitirelim diyorum. Zaten ayetlerle de konuya son verilip yeni bir kısıma kısımda karşımıza ilk olarak Efendimiz sav’a karşı bir teselli var. Daha önceki kavimler örnek gösterilerek kendini üzmemesi nasihat edilmiş. Bir önceki yazıda bunun üstünde durduk. Ama kavimleri tekrar etmek açısından şu ayeti yazalım; ’Medyen halkı şuayb’ı yalanladı. Musa da Firavun tarafından yalanlandı. Ben o kafirlere mühlet verdim, sonra da tuttum alıverdim. Beni inkar etmek nasıl olurmuş görsünler’’ Bu ayetten sonra uzun bir bölümde inkar edenlerin durumundan bahsedilmiş. Bu ayetler okunarak anlaşılabilecek kolaylıkta olduğu için yeni geliyorum. ’ Ey Muhammed! Biz senden önce hiçbir rasul ve hiçbir nebi göndermedik ki, o bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun arzusuna şüpheler karıştırmasın. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi giderir.’’ Bu ayet aslında şeytan vesvesinin üzerinde durmuş olsa da insanlar şeytanlar peygamberlere de mi vesvese verirler sorusuna sebep olmuş. Bunun üzerine uzun uzun yazılar ve araştırmalar yapılmış. Bir de ayetin başında ne bir Rasul ne bir nebi göndermedik derken aslında aynı bildiğimiz iki kavramın ayrıştırılarak kullanması dikkat çekiyor. Yani Rasul ve Nebi aynı şeyler değilmiş onu anlıyoruz. Bu konudaki en güzel açıklamala sorularlaislamiyet sitesinde yayımlanmış; ’ Resul, yüce Allah’ın insanları hakka davet etmek üzere, yeni bir şeriatle gönderdiği hür erkektir. Nebî ise hem bunu, hem de geçmiş bir şerîati bildirmek için gönderilen peygamberi içine alır.’’ Ve ilk soruya gelirsek, Peygamberimizin de vesveleri var mıydı diye düşünürsek bu cevabı da Muhammed Es Sabuni tefsirinde açıklamasında veriyor; ’ Ey Muhammed! Senden önce biz, Rasul ve Nebi olarak kimi gönderdiysek, o bir şeyi sevip canı çektiğinde, şeytan, istediği ve sevdiği şey hakkında ona; dünya ile meşgul olmasını gerektiren bazı vesveseler vermiştir. Bu ayete göre Efendimiz’in şeytan vesveselerinden korunduğunu düşünebiliriz. Yalnız açıklamanın devamında bir hadis vermiş; ’Nitekim Rasulullah şöyle buyurmuştur Şüphesiz beşeri arzular kalbimi sarar. Onun için ben, günde 70 kere Allah’tan bağışlanmamı isterim’’ Demek ki, vesveselerden korunmuş olsa bile beşeri istekleri oluyormuş ve bunlar için sürekli tövbe ediyormuş. Yani Âyetin mânâsı şudur Gönderdiğimiz her nebi ve rasul, içinden bir şey geçirip de, ümmetinin hidayete ermesini ve iman etmesini temenni ettiğinde, mutlaka şeytan ona vesvese vermeye ve yoluna engeller koymaya çalışır. Bunu, Peygamberin kavmine inkarı süslü göstermek ve onun emrine muhalefet etmek için, kalplerine inkâr fikrini yerleştirmek suretiyle yapar. Sanki âyet, şöyle diyerek Peygamberi teselli etmektedir Ey Peygamber! Kavminin sana düşmanlığına üzülme. Çünkü bu, bütün peygamberlerin başına gelen bir olaydır. Allah, şeytanın vermeye çalıştığı vesvese ve evhamı giderir ve boşa çıkarır. Sonra da, Peygamberin kalbine, kendi birliğine ve onun peygamberliğini gösteren âyetleri yerleştirir. Allah çok iyi bilir, çok hikmetlidir, eşyayı yerliyerine koyar. Ebussuûd şöyle der Bu âyet, peygamberlerin yanılmasının caiz olduğunu ve vesvesenin, onların kapılarım da çalabileceğini gösterir. Verilen bu kadar bilgi arasında nasıl cevap almanız gerektiğini artık meal hatimini yarılamış hanımlar olarak siz verebilirsiniz bence. Ben de bu sırada yeni ayetlere sonuna yaklaşırken artık ayetler hep birer birer ve başka başka konularla ilerliyor. Mesela 63 ayet yağmurların nasıl bir mucize olduğunu ve yeryüzünü nasıl yeşillendirdiğini anlatırken,bir kaç ayet sonra Allah’ın istediğini öldürüp istediğini diriltebileceği gibi akaidi bir meseleye giriyor. Daha sonra bu sure içinde en sevdiğim ayeti okuyacağız. ’Allah aranızda muhalefet edip durduğunuz konular hakkında kıyamet gününde hükmünü verecektir. Kuşkusuz Allah hepsini bilir.’’ İşte bu ailemizle ya da akrabalarımızla ya da herhangi bir insanla sürekli halde çözüme ulaşamadığımız soruların, hep kendimizi haklı gördüğümüz mevzuların ancak ve ancak Allah tarafından hükümleneceğinin ispatı. Yani ne kadar haklı olursanız olun, isterse tüm dünya da sizin haklılığınıza inansın ve sizi desteklesin eğer Allah’ın hükmü sizin tarafınızdan değilse bunun zerre miktarda değeri de karşımıza bir Kuran teşbihi daha çıkıyor. Bu surede ikinci kez benzetme yapılıyor. ’Ey insanlar! Size bir misal verilmekte; dinleyin onu Allah’tan başka yalvarıp yakardıklarınız var ya, hepsi bunun için bir araya gelseler bile bir sinek yaratamazlar. Hatta sinek onlardan bir şey kapsa onu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, kendinden istenen de!’’ Subhanallah. Yani, Allah’ı bırakıp da taptıkları putların hepsi bir araya gelseler, küçüklüğüne rağmen asla bir sinek dahi yaratamazlar. Akıllı kimsenin onları ilâh edinmesi ve Allah’ı bırakarak onlara tapması nasıl uygun olur? Kurtubî bu konuda şöyle der Yüce Allah dört sebeplen dolayı özellikle sineği misal verdi Sineğin hakirliği, zayıflığı, pisliği ve çokluğu. Şu halde sinek, hayvanların en zayıfı ve en basiti iken ve müşriklerin, Allah’ı bırakıp da taptıkları putlar böyle bir varlığı yaratmaya ve onun verdiği eziyeti savmaya güç yetiremezken, bunların kendilerine ibadet edilen ilahlar ve itaat edilen rablar olması nasıl caiz olur?! İşte bu en kuvvetli ve en açık delildir. Eğer sinek, putlara sürdükleri kokulu maddeden bir şey çekip alsa, o ilahlar, sineğin zayıflık ve hakirliğine rağmen, çekip aldığı şeyi ondan geri alamazlar. puttan hayır bekleyerek ona tapan da, kendisinden hayır beklenen put da âciz kalmıştır. Her ikisi de hakir ve değinmek istediğim son konuya ve surenin de son ayetine. Hayli uzun bir ayet olduğu için içeriği de fazlaca soru kaldırıyor. Mealini kısaca vermeye çalışayım; Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. Sizi O seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim’in dîninde olduğu gibi. Bundan önce “müslümanlar” adını Allah verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır O, ve ne güzel yardımcıdır.’’ Ayetteki ilk emir cihad emri. Demek ki aslında müslüman için en önemli vazife bu. Ayetin sonunda namaz emri verilmesi onun daha önemsiz olduğu anlamına gelmez. Tefsircilerin ortak görüşü toplumla alakalı bir konuyu önde, kişisel konuların ise daha sonra anıldığı yönünde. Cihad emrinden sonra şöyle bir ifade var ’babanız İbrahim’in’’ Bu ifade birçok kişinin aklında ’E hani bizim babamız Adem anamız Havva idi’’ sorusu oluşturuyormuş. Yaratılış olarak soyumuz Adem as’dan geliyor da olsa dinimiz olan müslümanlık tam olarak İbrahim as ile başladığı için Kuran bize onu da babamız olarak sunmayu uygun görmüş. Daha somut örnek vermek gerekirse, biyolojik babamız Adem ise manevi babamız da İbrahim as olarak yorumlanabilir. Tabi bu ifade için görüşler çeşit çeşir. Özellikle Arabistan tefsirleri babanız kelimesinin Efendimiz için olduğunu iddia etmekte. Hangisi doğrudur biz bilemeyiz, bir önceki ayette öğrendiğimiz gibi Allah herşeyin hükmünü kıyamette apaçık bir şekilde zaten verecektir. Dünyada gaflete kapılıp uzun uzun bunları tartışmanın ne alemi var ki?O halde hayırlı günler ve hayırlı okumalar. Allah öğrendiklerimizle amel etmeyi nasip etsin inşallah sevgili dostlar. Sadakallahulazim.
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. AsaAllâhu en yec’ale beynekum ve beyne-lleżîne âdeytum minhum meveddetenc vaAllâhukadîrunc vaAllâhu ġafûrun rahîmunUmulur ki Allah, sizinle, düşmanlık ettiklerinizin arasına yakında bir sevgi de verir ve Allah'ın gücü yeter ve Allah, suçları örter, rahimdir. Ama umulur ki Allah, sizlerle; onlardan kendilerine karşı düşmanlık beslediklerinizden iyi niyet sahipleri olanlar arasında bir sevgi-bağı meydana getirir ve onları da hidayete eriştirir. Allah, her şeye Güç yetirendir. Allah, çok Bağışlayandır, çok sizinle o düşmanlık ettiğiniz kimseler arasında bir sevgi bağı kurması umulabilir. Çünkü Allah herşeye güç yetirir, çok bağışlayan ve çok ki, Allah, sizinle, düşmanlığınızın devam ettiği kimseler arasında yakın bir dostluk, bir sevgi meydana getirir. Allah güçlü ve kudretlidir. Allah sizi koruma kalkanına alır. Çok bağışlayıcı ve engin merhamet Kur’an-ı Kerim, 3/103; 5/57; 8/63; 60/ ki, Allah sizinle onlardan kendilerine düşmanlık ettikleriniz arasına bir sevgi koyar. Allah güç yetirendir. Allah bağışlayıcı, merhamet Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi-bağı kılar. Allah güç yetirendir. Allah çok bağışlayandır, çok ki Allah, onları İslâm'a erdirmekle içlerinden birbirinize düşmanalık ettikleriniz arasında bir sevgi ve yakınlık kurar. Allah buna Kadîr'dir. Allah Gafûr'dur= çok bağışlayandır, Rahîm'dir= çok de pek yakında Allah sizinle, düşmanlık beslediğiniz onlar arasına onları Müslüman yaparak bir sevgi koyar. Allah’ın buna gücü yeter. Ve Allah, çok bağışlayan ve çok sizin ile, inkâr edenlerden düşman olduklarınız arasında bir sevgi oluşturması ihtimal dahilindedir. Allah'ın buna gücü yeter. Allah affedendir; merhamet sahibidir.[631][631] Kur’ân’a göre öteki ile ilişkiler hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, düşmanlık bulunanlarla, olur ki Allah dostluk yaratır, Allahın gücü yeter, Allah bağışlayıcı, Allah yarlıgayıcıMüşrik akrabalarınızla ilişkinizin kesilmesine çok da üzülmeyin gün gelir Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi bağı koyar. Çünkü Allah, her şeye gücü yetendir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet bir gün sizinle a’dânız beyninde meveddet-i mütekâbile te’sîs iylemesi mümkündür. Allâh her şeye kâdir gafûr ve sizinle, düşmanlık gösterdiğiniz kimseler arasında bir sevgi yaratması umulur; Allah Kadir'dir, Allah bağışlayandır, ki Allah sizinle, içlerinden düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi ve yakınlık koyar. Allah, hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Bu âyette Allah, düşmanlıkta aşırı gidilmemesini, düşman bir toplumun, bir gün dost olabileceğini bildirmiştir. Nitekim Peygamber’in ve müslümanların... Devamı..Belki de ALLAH sizinle onlar arasındaki düşmanlığı sevgiye çevirir. ALLAH Kadirdir. ALLAH Bağışlayandır, ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet Hakikaten sizler için güzel bir örnek onlarda olmuştur Allaha ve Âhıret gününe ümmid besliyenler için; her kim de aksine giderse haberi olsun ki Allah çok ganiydir, her hamd onundur. Umulurki Allah sizinle onlar içinden düşmanlaştıklarınız arasında bir meveddet husule getire. Allah kadîrdir, Allah gafurdur rahîmdirBelki Allah, gün gelir sizinle, onlardan düşmanlık beslediğiniz kimseler arasında bir sevgi oluşturur. Allah; Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz' ki Allah, sizinle içlerinden birbirinize düşman olduğunuz kâfirler arasında yakında bir dostluk peyda eder. Allah hakkıyle kaadirdir. Allah çok yarlığayıcıdır, çok ki Allah, sizinle onlardan Mekkelilerden düşmanlık içinde bulunduğunuz kimseler arasında onlara hidâyet vererek bir dostluk meydana getirir. Çünki Allah, bunahakkıyla gücü yetendir. Ve Allah, Gafûr çok bağışlayandır, Rahîm çok merhamet eden sizinle kendilerine düşmanlık yaptıklarınızın arasını, sevgiye döndürmesi umulur. Allah’ın bunu yapmaya gücü yeter. Allah bağışlayıcı ve merhametli ki Allah sizinle düşmanlık ettiğiniz o kimseler arasında bir sevgi yaratır. Allah’ın gücü her nesneye yeticidir. Allah yarlıgayıcıdır, ki Allah sizinle adavet ettiğiniz o kimseler [³] arasında muhabbet peyda eder [⁴]. Allah hakkıyle kaadirdir. Allah onların geçmişlerini yarlıgayan, bağışlayandır.[3] Mekke müşrikleri.[4] Onları imana getirir de size dost ki Allah, sizinle düşman olduklarınız arasında bir sevgi/muhabbet meydana getirir. Çünkü Allah Kadîr’dir. Çünkü Allah Gafûr’dur, Rahîm’ Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık beslemekte olduklarınız arasında bir sevgi bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.Yukarıdaki ayetlerde, Müslümanlara kendi kâfir akrabalarıyla ilişkilerini kesmeleri için telkinde bulunulmuştur. Bu telkine, samimi Müslümanlar hiç t... Devamı..Sizler üzerinize düşeni yapar ve kâfirlere karşı açık ve net tavrınızı koyarak Allah yolunda cihat ederseniz, Umulur ki Allah da sizi onlara üstün kılar ve İslâmî dâvetin kalplere ulaşmasını engelleyen azılı kâfirleri bertaraf ederek, sizinle düşmanlarınız arasında karşılıklı sevgi ve dostluk duyguları yeşertir. Böylece, sizin ortaya koyacağınız güzel ahlâk sayesinde onları İslâm’a kazandırabilir. Bu nasıl olur demeyin, neden olmasın ki; Allah her şeye kadirdir. Aynı zamandaAllah, çok bağışlayıcı, çok ayetlerin gelişinden kısa bir süre sonra Allah’ın vaadi aynen gerçekleşti Mekke kan dökülmeden fethedildi, yirmi yıl boyunca Müslümanlarla savaşan kâfirler bölük bölük İslâm’a girdiler, kin ve intikam duyguları kalplerden silindi ve insanlar, samîmî bir dostluk ve kaynaşma içinde bir araya ki Allah onlardan düşmanlık ettiğiniz kimseler ile sizin aranızda bir meveddet / karşılıklı sevgi meydana getirir. Allah güç yetiren / kadîrdir. Allah rahîm da unutmayın ki Allah, sizinle düşmanlarınız arasında her an sıcak bağlantılar kurabilir. Çünkü güç, hoşgörü ve sevginin öz kaynağı Allah' ki Allah düşman olduğunuz toplumlarla aranızda bir dostluk meydana getirir. Onun için acele etmeyin! Düşman olduklarınız gelişen olaylar karşında gerçekleri görmeye başlar. O zaman onlar iman ederek sizin gerçek dostlarınız olur. Ancak şu aşamada henüz sizin düşmanlarınızdır. Ona göre davranın! Şüphesiz Allah gücü yetendir. Hata yapıp bir daha hatalarına dönmemek için tövbe edenleri Rabbiniz bağışlar. Rabbin tövbe edenleri bağışlayan, inananları koruyandır. Allah sizinle düşman olduklarınız arasında bir dostluk meydana getirebilir. [*] Allah her şeye gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok konuda Hz. Muhammed’in şu ifadesi ne de güzeldir “Sevdiğini ölçülü sev, bir gün onu sevmemen gerekebilir; sevmediğini de ölçülü bir şekilde sevme,... Devamı..Sizinle o kâfirlerden düşmanlık besledikleriniz arasında dostluğu, ancak Allah meydana Ve buna ancak Allah’ın gücü yeter. Çünkü Allah, çok şerefli bir Nitekim yirmi sene boyunca Müslümanlara düşmanlığın her türlüsünü yapanlar bile Ebu Süfyân, Haris b. Hişam, Süheyl b. Amr gibi... Mekke’nin fethin... Devamı..[Ama] belki Allah, [ey müminler,] [şimdi] düşman olarak gördüğünüz kimseler ile sizin aranızda [karşılıklı] bir yakınlık oluşturabilir çünkü Allah her şeye kâdirdir ve çok bağışlayıcıdır, rahmet gelir Allah, düşman olduğunuz kimselerle sizin aranızda bir sevgi meydana getirir. Çünkü Allah her şeye bir ölçü koyandır ve Allah eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz bir rahmet kaynağıdır. 3/159, 41/34Mümkündür ki Allah, sizin düşman olarak algıladığınız kimselerle sizin aranızda bir sevgi var edebilir;[⁵⁰⁶¹] ve Allah’ın buna gücü yeter; üstelik Allah tarifsiz bir bağış, eşsiz bir merhamet sahibidir.[⁵⁰⁶²][5061] Bu âyet, İslâm’da cihadın gayesinin düşmanlık değil sevgi olduğunun en açık delilidir. [5062] Zımnen “Kendisine güvenen ve yönelen kimseler... Devamı..Umulur ki Allah, sizin aranızla onlardan düşmanlaşmış olduğunuz kimseler arasında bir dostluk husûle getirir ve Allah kâdirdir ve Allah gafûrdur, ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında bir sevgi ve yakınlık kurar. Çünkü Allah herşeye kadirdir. Allah gafurdur, rahîmdir. [3, 103; 8, 63; 60, 1; 5, 57]4. Âyet, kâfir akrabalarla ilişkilerin kesilmesini istemişti. Müminler bunu uygulamışlardı. Fakat bunun onlara zor geldiğini Allah Teâlâ elbette biliy... Devamı..Belki de Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah kadirdir. Allah çok bağışlayan, çok âyetiyle Kur'ân, düşmanlıkta aşırı gidilmemesini, düşman olan bir toplumun, bir gün dost olabileceğini öğütlemiş oluyor. Nitekim peygamber'in ve mü... Devamı..Bakarsın Allah, düşmanlık ettiğiniz o kimselerle sizin aranızda bir sevgi bağı oluşturur. Allah, her şeye ölçü koyar[*]. Allah bağışlar, ikramı boldur.[*] Düşmanlarınızla barışmanızın ölçüsünü deşartlarını da Allah ki Allah düşmanlarınızla aranızda bir dostluk yaratır. Allah güçlüdür. Allah, bağışlar, merhamet Allah, düşman olduğunuz kimselerle aranızda bir sevgi ortaya çıkarır.3 Çünkü Allah'ın gücü herşeye yeter. Ve Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.3 Düşmanlıkta aşırı gidilmemesi konusunda bir uyarı. Nitekim İslâmın karşısında yer alan niceleri daha sonra İslâma girmiş ve daha büyük bir gayretl... Devamı..Olabilir ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah'ın gücü her şeye yeter. Allah çok bağışlayan, çok kim Tañrı eyleye arañuzda daħı anlaruñ arasında kim düşmān duttuñuz anlardan dostlıķ. daħı Tañrı güci yiterdür. daħı Tañrı yarlıġayıcıdur raḥmet ki Tañrı Taālā sizüñle düşmanlaruñuz ortasında muḥabbet ḳıla. TañrıTaālā ḳādirdür, daḫı afv idici, raḥmet idicidür.Ey mö’minlər! Ola bilsin ki, Allah sizinlə düşmənçilik etdiyiniz kimsələr Məkkə müşrikləri arasında onları islam dininə gətirməklə dostluq məhəbbət yaratsın. Allah hər şeyə qadirdir. Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!It may be that Allah will ordain love between you and those of them with whom ye are at enmity. Allah is Mighty, and Allah is Forgiving, may be that Allah will grant love and friendship5420 between you and those whom ye now hold as enemies. For Allah has power over all things; And Allah is Oft-Forgiving, Most Apparent religious hatred or enmity or persecution may be due to ignorance or over-zeal in a soul, which Allah will forgive and use eventually in... Devamı..
İsveç'in Türkiye'ye teslim etmeye hazırlandığı terör örgütü üyelerinin Norveç'e sığınma başvurusunda bulunabileceği öne sığınma başvurusu iddiasına ilişkin, Uluslararası Hukuk ve Mülteci Uzmanı Profesör Terje Einarsen, bunun zor bir uygulama olduğunu ve Türkiye'nin bu duruma şiddetle karşı çıkacağını NATO üyeliği ön koşulu için Türkiye ile yaptığı anlaşmayı hatırlatan Einarsen, bu anlaşmanın bütün NATO ülkelerini kapsadığını yandan, NATO'ya üyelik başvurusunda bulunan Finlandiya ve İsveç ile Türkiye arasında, İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'nde Türkiye'nin endişelerini gidermeye yönelik üçlü muhtıra imzalanmıştı. DÜNYA PKK’lı İsveç vekili, dört teröristin Türkiye’ye iade edildiğini söyledi Hükümete güvenim kalmadı DÜNYA Cumhurbaşkanı Erdoğan İsveç söz verdi 73 teröristi iade edecek
عَسَى اللَّهُ أَنْ يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذِينَ عَادَيْتُمْ مِنْهُمْ مَوَدَّةً ۚ وَاللَّهُ قَدِيرٌ ۚ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ ’Asallahu en yec’ale beynekum ve beynelleziyne ’adeytum minhum meveddeten vallahu kadiyrun vallahu ğafurun rahıymun. Kelime Okunuşu Anlamı Kökü بَيْنَكُمْ beynekum sizinle وَبَيْنَ ve beyne arasına عَادَيْتُمْ ǎādeytum düşman olduklarınız مَوَدَّةً meveddeten bir sevgi وَاللَّهُ vallahu ve Allah وَاللَّهُ vallahu ve Allah غَفُورٌ ğafūrun çok bağışlayandır رَحِيمٌ raHīmun çok esirgeyendir Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Umulur ki Allah, sizinle, düşmanlık ettiklerinizin arasına yakında bir sevgi de verir ve Allah’ın gücü yeter ve Allah, suçları örter, rahîmdir. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan Allah’ın sizinle o düşmanlık ettiğiniz kimseler arasında bir sevgi bağı kurması umulabilir. Çünkü Allah herşeye güç yetirir, çok bağışlayan ve çok acıyandır. Adem Uğur Adem Uğur Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi Umulur ki Allâh sizinle, düşman olduklarınız arasında bir sevgi oluşturur. Allâh Kaadir’dir... Allâh Ğafûr’dur, Rahıymdir. Ahmet Varol Ahmet Varol Olur ki, Allah sizinle onlardan kendilerine düşmanlık ettikleriniz arasına bir sevgi koyar. Allah güç yetirendir. Allah bağışlayıcı, merhamet edicidir. Ali Bulaç Ali Bulaç Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi-bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Olur ki Allah, onları İslâm’a erdirmekle içlerinden birbirinize düşmanalık ettikleriniz arasında bir sevgi ve yakınlık kurar. Allah buna Kadîr’dir. Allah Gafûr’dur= çok bağışlayandır, Rahîm’dir= çok merhametlidir. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı Allah`ın, sizin ile, inkâr edenlerden düşman olduklarınız arasında bir sevgi oluşturması ihtimal dahilindedir. Allah`ın buna gücü yeter. Allah affedendir; merhamet sahibidir. Bekir Sadak Bekir Sadak Allah’in sizinle, dusmanlik gosterdiginiz kimseler arasinda bir sevgi yaratmasi umulur; Allah Kadir’dir, Allah bagislayandir, aciyandir. Celal Yıldırım Celal Yıldırım Allah’ın, sizinle o düşmanlık ettiğiniz kimseler arasında bir sevgi bağı kurması umulabilir. Allah çok kudretlidir; Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu Ola ki Allah, onlardan düşmanlık beslediklerinizle sizin arasında bir sevgi bağı var eder. Şüphesiz Allah Kadir’dir. Muhakkak ki Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir. Diyanet İşleri Diyanet İşleri Ola ki Allah sizinle, içlerinden düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi ve yakınlık koyar. Allah, hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Edip Yüksel Edip Yüksel Belki de ALLAH sizinle onlar arasındaki düşmanlığı sevgiye çevirir. ALLAH Kadirdir. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Olur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran Belki de Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına ağır sevgi koyar, Allah buna kadirdir. Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. Gültekin Onan Gültekin Onan Belki Tanrı, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi bağı kılar. Tanrı, güç yetirendir. Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Harun Yıldırım Harun Yıldırım Ola ki Allah, onlardan düşmanlık beslediklerinizle sizin arasında bir sevgi bağı var eder. Şüphesiz Allah Kadir’dir. Muhakkak ki Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Olur ki Allah, sizinle içlerinden birbirinize düşman olduğunuz kâfirler arasında yakında bir dostluk peyda eder. Allah hakkıyle kaadirdir. Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Olur ki Allah, sizinle onlardan Mekkelilerden düşmanlık içinde bulunduğunuz kimseler arasında onlara hidâyet vererek bir dostluk meydana getirir. Çünki Allah, bunahakkıyla gücü yetendir. Ve Allah, Gafûr çok bağışlayandır, Rahîm çok merhamet edendir. İbn-i Kesir İbn-i Kesir Olur ki Allah; sizinle, onlardan düşman olduğunuz kimseler arasında yakında bir dostluk peyda eder. Allah; Kadir’dir. Ve Allah; Gafur’dur, Rahim’dir. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Allah’ın sizinle kendilerine düşmanlık yaptıklarınızın arasını, sevgiye döndürmesi umulur. Allah’ın bunu yapmaya gücü yeter. Allah bağışlayıcı ve merhametli olandır. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Allah’ın sizinle ve onlardan düşman olduğunuz kimseler arasında dostluk yaratması umulur. Ve Allah; Kaadir’dir herşeye gücü yetendir. Ve Allah; Gafûr’dur mağfiret edendir, Rahîm’dir Rahîm esması ile tecelli edendir. Kadri Çelik Kadri Çelik Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık beslemekte olduklarınız arasında bir sevgi bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Muhammed Esed Muhammed Esed Ama belki Allah, ey müminler, şimdi düşman olarak gördüğünüz kimseler ile sizin aranızda karşılıklı bir yakınlık oluşturabilir; çünkü Allah her şeye kadirdir ve çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu Mümkündür ki Allah, sizin düşman olarak algıladığınız kimselerle sizin aranızda bir sevgi var edebilir; ve Allah`ın buna gücü yeter; üstelik Allah tarifsiz bir bağış, eşsiz bir merhamet kaynağıdır. Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Umulur ki Allah, sizin aranızla onlardan düşmanlaşmış olduğunuz kimseler arasında bir dostluk husûle getirir ve Allah kâdirdir ve Allah gafûrdur, rahîmdir. Ömer Öngüt Ömer Öngüt Umulur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasına bir sevgi koyar. Allah kâdirdir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Sadık Türkmen Sadık Türkmen Ola ki Allah sizinle, düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi koyar. Allah hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir. Seyyid Kutub Seyyid Kutub Belki de Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına ağır sevgi koyar, Allah buna kadirdir. Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. Suat Yıldırım Suat Yıldırım Umulur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında bir sevgi ve yakınlık kurar. Çünkü Allah herşeye kadirdir. Allah gafurdur, rahîmdir. Süleyman Ateş Süleyman Ateş Belki de Allâh sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allâh kâdirdir. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Şaban Piriş Şaban Piriş Olur ki Allah düşmanlarınızla aranızda bir dostluk yaratır. Allah güçlüdür. Allah, bağışlar, merhamet eder. Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık beslemekte olduklarınız arasında bir sevgi bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Olabilir ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah’ın gücü herşeye yeter. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce It may be that Allah will grant love and friendship between you and those whom ye now hold as enemies. For Allah has power over all things; And Allah is Oft-Forgiving, Most Merciful.
mümtehine suresi 7 ayet meali